Başlangıcı dünya müzik piyasasında nesli hızla tükenen rock müzisyenlerinden biriyle yaparsam daha iyi olur diye düşündüm.Son 1-2 yıldır çok fazla dikkatimi çeken biri hakkında yazma kararı aldım ve yazdım.Bu kadar girizgahtan sonra ee haydi helva yapmaya.
Herkes her ne kadar jw’ı the white stripes’tan ibaret sansa da kariyeri en başta ‘’The Upholsterers” ile başlıyor.
(Şarkıları bir yandan dinleyerekten devam edelim.)
The Upholsterers jack’in Brian Muldoon ile kurduğu ve ilk albümün yaptığı amatör grup olarak kayıtlara geçiyor.Fakat yaptıkları sınırlı sayıdaki albüm şuan e-bay de koleksiyoncular için hatırı sayılır fiyatlarda satılıyor.Buyrun;
http://www.ebay.com/itm/THE-UPHOLSTERERS-7-Vinyl-White-Stripes-Jack-Blood-Card-/330531092667?
Sınırlı sayıda üretimin faydaları.Sonra Brian ile yollar ayrılıyor.Ve herkesin bildiği üzere ‘’The White stripes’’ kuruluyor.
- The White Stripes (1999)
- De Stijl (2000)
- White Blood Cells (2001)
- Elephant (2003)
- Get Behind Me Satan (2005)
- Icky Thump (2007)
Bu albümlerin içinde benim uzun süredir dinlediğim şarkılar:do,fell in love with a girl,sister do you know my name,jolene ve hemen aklıma gelmeyenler bir yana dillere düşen ve cover gruplarında marş haline gelen ‘’seven nation army’’ (ki bundan önce cranberries-zombie vardı çok zor günlerdi o günler) the white stripes’ın deyim yerindeyse alıp yürümesine sebep oldu.
Bu başarı da kuşkusuz jack white’ın payı en fazlası.Üstelik bu pay sadece the white stripes ile de kalmadı the raconteurs ve the dead weather ile artarak devam etti.Bunu daha iyi anlatabilmek için sizi şuraya bağlıyorum 1 dk. http://www.imdb.com/title/tt1229360/
Linkini verdiğim belgesel Edge,Jimmy page ve jack white içermekle birlikte gitar müziğinin 3 farklı kolundan müzisyeni bir araya getirmiş olan ‘’ıt might get loud’’ adlı belgeseldir.Tarafımdan gitar ile ilgilenen kişilere şiddetle tavsiyedir.
Şahsi düşüncem jack white’ın bu kadar yaptığı iş içerisinde müzik yazarlarının da‘’süper grup’’ olarak tanımladığı The Dead Weather içlerinde en iyisiydi.Ama diğer bir yandan ise bu tarz dominant müzisyenlerin ( neden dominant dediğimi belgeseli izlediğinizde daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum) grup müziği ile harcanmaması gerektiğini düşünenlerdenim.Çünkü bazı müzisyenler grupları ile var olurlar bu doğrudur.Dünya da ki rock ve bunun türevlerini kapsayan türlerin çoğunluğunu yapanlar bir gruba dahil olmuş elemanlardır,buna da tamam.Ama bazı müzisyenlerin o ‘’keskin sirke’’ halleriyle (agresiflik,ego vs anlamında değil) gerçekten solo kariyer yapmaları da gereklidir.Bu yüzden de jack white blunderbuss ile gerçekten geç kaldığı şeyi yapmaya başladı.Ve yapması da gerekli.
Nedenini de şöyle açıklayayım.Aslında hepinizin bildiği bir nokta dünya da rock müziği besleyen gruplar artık yavaş yavaş daha az görünür hale geldi. Sizi biraz paniğe sürüklemek istiyorum.Gitar müziği yavaş yavaş bitiyor.Nereye gitsem kiminle konuşsam ‘’bizde ki şansa bak bir jimi’nin olduğu senelerde genç olamadık’’ siteminde hayata.Onun için standart bir rock grubunun kullandığı aletler ile artık bu zamana göre klasik olarak tabir edilen gitar,davul,bas gitarla müzik yapan insanlar hiç kaybolmasın.Kaybolmasın ki ortaya gerçekten güzel bir şeyler çıktığında insanlar organik olanın tadını hatırlasınlar.
Yazı biterken son olarak;