Alternative Metal’in Yükselişi – Bölüm 2

Alternatif / Kapak / Müzik | 0 Yorum

Tekrar merhabalar.Yazının 2.bölümü normalden çok daha geç kaldı,bu yüzden sizlerden özür diliyorum.Bazı problemler sebebiyle 2.bölümü bugün yazmak durumunda kaldım.Hiç vakit kaybetmeden Alternative Metal gruplarından bazılarını tanımaya devam edelim.En son Disturbed‘de kalmıştık…

drowning-pool-david-jackson-photography-650-430

Drowning Pool : Dallas,Texas semalarından kopup gelen bu Alternative Metal temsilcisi,diğerlerinden daha tuhaf hikayelere sahip.2001 yılında “Sinner” adlı albümle piyasaya çok hızlı bir giriş yaptılar.”Bodies” adlı şarkıları büyük bir hit olmayı başardı.Pek çok yerde şarkının nakaratını görmüş bulunabilirsiniz.“Let the bodies hit the floor”.Bu albümle beklenilenden daha iyi çıkış yapan grubun vokali Dave Williams’in lakabı “Stage”di.Bu lakabı ona Pantera’nın duayen gitaristi Dimmebag Darrell takmıştı.Çünkü inanılmaz bir sahne enerjisine sahipti konserlerde.Fakat bu güzel çıkış çok uzun sürmedi.Turne sırasında 14 Ağustos 2002’de Dave Williams bir çeşit kalp rahatsızlığından dolayı turne otobüsünde ölü bulundu.“Sinema” adı verilen bir DVD çıkartıldı ölümünden sonra.Dave’in hayatının kronolojik sırayla anlatıldığı bu film,onun rüyasını gerçekleştirmek içindi.Dave Williams’ın en büyük hayali,sadece ebeveynlerine bir ev alabilmekti.Filmin gelirleriyle son arzusu yerine getirilmiş oldu.Dave’in mikrofonu Ill Nino’nun vokalisti olan Cristian Machado’ya verildi.2003’te Ozzfest’te onu anmak için “Memento” adlı bir grup sahne aldı.Texas’ta hala onun adını anmak için “StageFest” adında bir festival düzenlenmektedir.
Dave Williams’ın bu üzücü vefatından sonra grup Jason “Gong” Jones‘un yeni vokali olduğunu açıkladı ve 2004 yılında “Desensitized” adlı albümü çıkardılar.bu albüm tabi ilk albüme oranla daha sert vokal ve müziğe sahipti.“Step Up! isimli şarkı bu albümün büyük hit şarkısı olmayı başardı.Bu albümden sonra kişisel sebepler yüzünden Jason Jones gruptan ayrıldı ve yerine sürpriz bir şekilde SOiL‘in vokali olan Ryan McCombs geldi.Tabi beklentiler büyük oldu ama grubun 2007’de çıkarmış olduğu “Full Circle” albümü tam bir fiyaskodan ibaretti.Bu albümden sonra tarih tekerrür etmedi ve Ryan McCombs’la bir Self Titled albümü çıkarıldı.2010 yılında çıkan bu albümden sonra Ryan McCombs gruptan ayrıldı ve tekrar SOiL‘e katıldı.Yeni vokalist The Suicide Hook grubunun vokali olan Jason Moreno oldu.Grup son albümü olan “Resilienceı çıkardı 9 Nisan 2013’te.Fakat yeni vokalin pek beğenildiğini söyleyemeyiz açıkçası.Önerebileceğim albüm kesinlikle “Sinner” olur.Tabi yine de “Desensitized” albümüne de bakmanızı tavsiye ederim.

Earshot

Earshot : Los Angeles,California çıkışlı bu grubumuzun toplamda 3 tane albümü vardır ve grup ne yazık ki şu an askıya alınmış durumda.Grup elemanlarının yan projelere odaklanması sebebiyle gruptan yakın zamanda herhangi bir albüm beklenmiyor.Grubu ünlü eden “Get Away” isimli ilk single’ları olmuştur.2002 yılında “Letting Go” adlı albümden çıkan bu şarkıyla grup adını duyurmayı başarmıştır.Bu albüm ve “Two” isimli albümü dinlemenizi tavsiye ederim.Grup hakkında fikir edinmeniz için kişisel favorim olan şarkıyla başbaşa bırakıyorum sizleri.

Fightstar+l1496465ecfb7ce8a57ccc2mv7

Fightstar : Britanya semalarından el sallayan Londra orjinli bu Alternative Metal temsilcimiz,diğerlerinden biraz daha farklı bir tarza sahip.Çünkü Alternative Metal demek biraz tuhaf kaçabilir.Çünkü bu tarzın en tutarsız şarkılarına sahip gruplarından biridir.Sakin giderken bir anda tempoyu artırıp scream vokallerle dinleyicilere hoppala dedirten bir gruptur.Post Hardcore/Alternative Metal/Symphonic Rock etiketi daha mantıklı olacaktır.Ne yazık ki bu grubumuz da vokalist Charlie Simpson‘ın solo albümü sebebiyle askıda durmaktadır.Fakat solo albümden sonra yeni bir Fightstar albümüyle karşı karşıya olacağımızı da söylemek isterim.Charlie Simpson’ın eşsiz sesi ve kaşlarının öncülük ettiği Fightstar’ın “One Day Son,This Will All Be Yours” isimli albümünü dinlemenizi şiddetle öneririm.Gruba esas şöhreti getiren bu albümdür kanımca.Bu albümden bir şarkıyla Fightstar’a burada veda edelim.

FingerEleven

Finger Eleven : Ontario,Kanada semalarından bizlere ulaşan bu güzel grup,hepimizin onbirinci parmağı olma özelliğini taşıyor.Belki de piyasa olma teriminin en bariz bir şekilde yaşayan gruplarından biridir.Çünkü ilk başlarda karanlık ve sert bir sound’a sahip grup,son 2 albümle birlikte Funk Rock,Alternative Rock semalarında gezmektedir.“Paralyzer” isimli şarkılarında rahatça dans edebilirsiniz,o kadar varlar yani.Her neyse Finger Eleven,piyasaya ilk olarak Rainbow Butt Monkeys ismiyle çıkmış ve “Letters From Chutney” adında bir albüm çıkarmıştır.Bu albümden sonra isimleri değişmiş ve 1997 yılında “Tip” adlı ilk albümlerini çıkartmışlardır.Tabi bu albümün pek de ses getirmediği bilinmektedir.Fakat bu albüm onlara Wind-Up Records’un kapılarını açmıştır.200 yılında çıkardıkları “The Greyest of Blue Skies” albümleri piyasaya girmelerini sağlamıştır.Grubun en sert sound’a sahip olduğu tek albüm olma özelliğini taşımaktadır.Sonrasında ise 2003 yılında çıkan Self Titled albümleri,en başarılı albümleri olarak kabul görmektedir.“Good Times”,”One Thing”,”Thousand Miles Wish” ses getiren şarkılar olmayı başarmıştır.Tabi albümleri dışında kalan çok güzel şarkılara da sahiplerdir.Mesela WWE güreşçilerinden Kane’in uzun süre Entrance müziği olarak kullandığı “Slow Chemical” şarkısı benim gözümde yapılmış en başarılı şarkılarından biridir.Bunun yanında Daredevil filminin Soundtrack’i için kullanılan “Sad Exchange” de oldukça başarılı bir şarkıdır.Sonrasında grup bahsettiğim üzere Funk Rock triplerine girmiş ve bambaşka bir yola sapmıştır.İşin tuhaf tarafı da grubun bu hali çok fazla dikkat çekmiş ve 2007 yılında çıkardıkları “Them Vs. You Vs. Me” albümü en çok satılan ve listelere girmeyi başaran albüm olmuştur.Bu arada orijinal kadroyu bozmadan 1994’ten beri devam eden grup da güzel bir alkışı hak ediyor.Lafı daha fazla uzatmadan grupla ilgili size fikir verebilecek şarkıya gelelim ve bu grubumuzu da burada sonlandıralım.

fuel

Fuel : Tennessee’den bizlere merhaba diyen Fuel’e geçelim.Brett Scallions ve Carl Bell’in egoları yüzünden tutarsızlaşma seviyesine gelen bir grupla karşı karşıya bulunmaktayız.“Sunburn”,”Something Like Human”,”Natural Selection” adını taşıyan 3 harika albüme sahiptir.Sonrasında ise grubun vokali Brett Scallions ve davulcu Kevin Miller gruptan ayrıldı.Kevin Miller,anlaşmazlıklar sebebiyle gruptan uzaklaştırıldı.Brett ise Carl Bell’in söylemesine göre sesi konusunda problemler yaşadığı için ayrılmıştı.Fakat Brett’e göre Carl,onun vokal tarzını grupta istemiyordu.Tabi doğru söyleyen kimdir bilinmez ama grup yeni bir davulcu ve vokal ile devam etme kararı aldı.Davula Godsmack’ten Tommy Stewart,vokale de Something To Burn’den Toryn Green alındıktan sonra yeni albüm çalışmaları başladı.2007 yılında çıkardıkları “Angels And Devilsalbümü beklentilerin altında kaldı ve bir sürü soru işareti bıraktı grup üzerinde.Sonrasında ise bir takım olaylar gerçekleşti,bunları uzun uzun anlatarak kafanızı bulandırıp,canınızı sıkmak istemiyorum.Sonuç olarak Brett Scallions geri döndü gruba ama tek orijinal grup elemanı olarak kaldı.Geri kalan 3 kişi tamamen yeni kişilerden oluşuyordu.Basta eski Shinedown elemanı Brad Stewart,davulda Ken Schalk ve gitarda Andy Andersson ile yeni Fuel kadrosu şekillenmiş oldu.Şimdi ise 2013 yılında çıkacak yeni albümün başarılı olup olamayacağı konuşuluyor.Sonuç olarak Carl Bell,Brett olmadan istediği başarıyı yakalayamamış,grubun fanları Brett’in sesini daha çok sevdiklerinden bu atılım başarısızlıkla sonuçlanmıştı.Bakalım Brett’in denemesi başarılı olacak mı?Tavsiye edilecek albüm ise benim gözümde ve pek çok kişinin gözünde mutlaka “Something Like Human” olacaktır.Birazdan dinleyeceğiniz şarkı da bu albümden gruba şöhreti getiren şarkıdır.Bu güzel şarkıyla birlikte Fuel da bizlere veda ediyor.

godsmack_1

Godsmack : Geldik Alternative Metal’in büyük şefine.Windham,New Hampshire’dan gelen motorcu dayılarımız Alternative Metal’in en köklü ve sağlam temsilcilerinden biridir.Hard Rock sosuyla karşımıza çıkan Godsmack,Sully’nin eşsiz sesi,Rombola’nın yaratıcı zekası ile hayat bulmaktadır.Tabi ki Robbie Merrill’ın bitmek bilmeyen enerjisi ve neşesi ile Shannon Larkin’in izlerken insanı yoran performanslarını da unutmamak lazım.Grup yeni albümü için çalışmalarına devam ederken geçmişlerinde 5 tane albüm bırakmışlardır.Bunların içinden “IV” isimli albümü çıkartırsak,geri kalanların her birinin ayrı bir şaheser olduğunu söylemek yalan olmaz.“Whatever”,”Keep Away”,”Voodoo”,”Bad Religion” isimli şarkılarla piyasaya derin bir dalış yapan grubumuz 1998 yılında bu şarkıların içine dahil olduğu Self Titled albümünü yayınladı.Oldukça ses getirmeyi başaran bu albümden sonra 2000 yılında “Awake” adlı albümlerini yayınladılar.“Awake”,”Greed”,”Bad Magick”,”Trippin” isimli şarkıları bu albümde yer aldı ve single olarak piyasaya sürüldü.Bir önceki albümün daha da üstüne koyarak giderek grup iyiden iyiye fan kitlesini geliştirmeye başladı.2002 yılında Scorpion King filmi için yazılan “I Stand Alone” isimli şarkı(ki aynı zamanda Prince of Persia – The Warrior Within isimli oyunda da kullanılmıştır) grubu dünyaya en çok tanıtan şarkı olma başarısını göstermiştir.Yeni albüm çalışmaları sırasında davulcu Tommy Stewart,2.kez kişisel sebepler sebebiyle gruptan ayrılmış,yerine şu anki davulcu Shannon Larkin gelmiş ve açıkçası grubun kaderi değişmiştir.Çünkü Larkin,Stewart’a oranla daha tempolu davullara ve sahne şovlarına sahipti.Shannon Larkin’li ilk albüm,2003 yılında “Faceless” ismiyle piyasaya çıktı.“I Stand Alone”,”Straight Out of Line”,”Serenity”,”Re-Align” isimli şarkılar single olarak piyasaya sürüldü ve bana göre Godsmack,en başarılı albümüne imza attı.Bu albümü baştan aşağı dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim.Grup bu albümün başarısının ardından 2004 yılında “Changes” adında bir canlı performans DVD’si yayınladı.Bu DVD’de Shannon Larkin ile Sully Erna’nın davul kapışmasını da görebilirsiniz.Bu başarılı albümün ardından 2006 yılında bana göre Godsmack’e yakışmayan IV” isimli albüm yayınlandı.“Speak”,”The Enemy”,”Shine Down” isimli single’lar dışında albümde pek göze çarpan şarkı olmamıştı.2007 yılında grup “Good Times,Bad Times…Ten Years of Godsmack” isimli bir çeşit Best of albümü çıkardı.Bu albümde çıkardıkları hit şarkıların yanı sıra “An Evening With Godsmack” isimli bir de DVD bulunuyordu.Las Vegas’taki House of Blues’da gerçekleşen akustik performansın DVD’si oldukça ilgi görmeyi başardı albümle beraber.Godsmack tarihinde ilk defa iki stüdyo albümü arasında 4 sene olmuştu,evet 2006’daki “IV” albümünden sonra 2010 yılında “The Oracle” isimli albüm piyasaya çıktı.“Cryin’ Like A Bitch” single’ı ile  piyasaya sert bir giriş yapan albüm,eleştirmenlerden iyi not almayı başardı.Bu albümle birlikte albümün yapım aşamasını anlatan bir “Making Of” DVD’si piyasaya çıkartıldı.2012 yılında da “Live & Inspired” isimli bir canlı performans albümü çıkartan grup,boş durmuyordu.2 CD’den oluşan bu albümün ilk CD’si canlı performans olan kısımdır ve “Live” diye geçer.İkinci CD ise “Inspired” olan kısımdır ve 4 tane cover şarkıdan oluşmaktadır.Bunun ardından grup yeni albüm çalışmalarını sürdürmektedir.2014 yılında sanırım yeni bir albümle karşı karşıya olacağız.Umarım en kısa zamanda da kendilerini Türkiye’de görmeyi başarırız.(Keza geçen yaz Tuborg GoldFest’e Sully Erna’nın gırtlağındaki problem sebebiyle katılamamışlardı.)

bilde

Halestorm : 2.Bölümü noktalayacağımız grubumuz,Red Lion,Pennslyvaina civarından geliyor.Diğer gruplardan farklı olarak bir bayan vokal karşımıza çıkıyor : Elizabeth “Lzzy” McHale.Lzzy ve davulcu kardeşi Arejay’ın birlikte kurduğu grup,daha piyasada yeni ve her geçen gün de yükselmeye devam ediyor.Şimdiye kadar 2009’da “Halestorm” ve 2012’de “The Strange Case Of…” isimli 2 albüm çıkardılar.İkinci albümlerini dinlemenizi tavsiye ederim,ilk albüme oranla daha tempolu ve iyi şarkılara sahip.Ayrıca Lzzy’nin mükemmel sesi ve enerjisi iliklerinize kadar işleyecek düzeyde ve kaçırmamanız gerektiğini düşünüyorum.

Halestorm ile birlikte yazımızın ikinci bölümünün sonuna geldik.Birkaç gün içerisinde “Alternative Metal’in Yükselişi – Bölüm 3” ile devam edeceğiz.Hepinize keyifli ve bol müzikli günler dilerim…