Bir Sen İki Ben mi?

Kapak / Tehlikeli Bölge | 0 Yorum

BİR SEN İKİ BEN Mİ?

Bugün mü?

Anlamsız.

Yarın mı?

Gene anlamsız.

Gelecek herhangi bir gün mü; hafta, ay ya da yıl mı?

Anlamsız?

Anlamsız sadece anlamsız.

Ne anlam arıyorsun ki? Anlamadım? Yorma beni dahasını arama. Yazacak netlikte değil kafam, yarım uyanık!

Neden mi? Bilinmezmiş, bilemezmişim!

Kim dedi mi? Onu da bilemem bir ben, bir ikinci ben ya da bir üçüncü, dördüncü, diğer bir BEN. Bilemezmişim; öyle dediler.

Kim mi?

Diğer bir ben olabilir dediler.

Delirmek mi? Ben mi? Yoksa diğer…

Demiyeyim mi? Uzatmim mi? Ama bu önceki satırın diğer yarısını bulmam senin kesmenden. Nasıl uzatmayayım ki? Uzadı bile. Uzayıp gitti. Bir de sen uzasan.

Kaba mıyım? Ben mi?

Evet evet biliyorsun devamımı. Bilmişliğin fazla kokmaya başladı. Midem bulandı. Burnum da. Evet, senden ya da senin pislik olan diğerciklerinden.

Acıdım sana ve senin dışından içine taşmış boktan senciklerine. Vıcık vıcık görüntünüzden iğrendi ben ve diğer ben olan senin asıl seninden daha değerli benlerim!

Evet, sessizleştiler.

Konuşmak mı? Açılmak mı? Nereye? Sana mı? Onlara doğru mu?

Ne fark eder mi?

Etmez. Aynı çağın yakın noktalarına sıkışmış sen ve senden türeyen her kimsen sakınca arz edermiş!

Kimimden mi uyarılman?

Bilmem. Eski bir devrin benin dilinden mi?

Bilemem! Bilmekte ne bana ne de sana gerek, değil mi sen?

 

Korkuyor musun? Benden mi, yoksa malüm olan diğerlerimden mi?

Korkma cinnetim henüz gelmek üzere bile değilken sen ve diğer seninkilere isterim, ama bir şeyler yapamam.

Korkma!

Belki de biraz ürk! Ama tadını kaçırmadan, abartıp beni daha da bulandırıp sinirlendirmeden!

Asabiyetim mi?

Birden mi? İki ya da üçünden birden mi? Bilmem. Evet, gene bilemem. Bir tek ben değilim, bilemeyen ben.

Ya sen?

Herşey diyebileceklerini bilen!

Hepsi dediklerinde ne bilen ne de bilemeyen sen? Bilebilir misin? Benim dediğim hepsimin bilemediklerini sen, bilebilir misin?

Hey!

Sen!

Yaklaş! Ses çıkarmadan!

Yapamayabilmen deneyebilememenden mi? Engellenmen mi?

Seslilerini kendinden koparabilememen mi, bu gürültülü hallerin neden? Usulca oynat hep bağırtıp duyulmamasına ani omzu kaldırıp indirmen değerdeki dudaklarını?!

Ne için mi? Neden, kim içini seçmezsin ki diğer sen?

Ayaklarını da mı? Nereye sürümek mi? Yürütmek desen! Yorgun musun, adımlarına hantalsınız diyebilmeme ses veremem diyecek kadar?

Şişkin misin? Şişirilmiş misin?

Ne yedin ki ya da kimi sindiremedin? Beni ya da benden kusulan bensel birimi mi?

Ya da?

Ya da benden değil miydi?

Çiğ eti sevemezdim ben? Ya sen?

Nasıldı, çiğneyemeden yutmak bir kolu; bacağı ya da daha derinden ben olmadan, bir yüreği?

Romantik miyim? Hayal… Perestliği attım. Gereksizdi. Ağırdı. Artık ya da eksi… Önemsendiği böyle taraf biri mi var? Yoksa…

Yok!

Evet, çözülmeyi beklemeyen, ama daha yakışacağını tahmin edenlere çözülmek ister durmasını emrettiğim düğümlerimden birini çözebildin.

Gibi!

Gibisi olmasa mı?

Olmaz!

Teslimiyet iyi midir? Bilemedik. Ne ben ne de…

Yeter mi? Yeter!

Ne haklına hakındır demek ne de onu dişleyip bitirmeden çürütmek istemem.

Sus! İstediğini der!

Ben mi? Ya ben ya da…

Tamam tamam. Diğeri bu sefere senden. Ama bir dahakinin yinesi ben ve benden.

Kızma! Hep, ne benden ne de senden.

Bir sen iki ben!

 

Ebru EKŞİ CEYLAN