KPK Kritik: Spiritbox – Tsunami Sea

Albüm Kritik / Kapak / Kritik / Müzik | 0 Yorum
Spiritbox – Tsunami Sea

Kanada çıkışlı Spiritbox 2. Stüdyo albümü Tsunami Sea’yi geçtiğimiz ay duyurdu. Albüm Pale Chord Music ve Rise Records ortaklığında yayınlandı.

Global çapta etki yaratan ‘’Eternal Blue’’ nun ardından Spiritbox’ın yeni albümünü 1 ay boyunca gece gündüz tükettikten sonra nacizane yorumladık.

Albümde alışılageldiği üzere bir bütünlüğün olmadığını rahatça söyleyebilirim. Her parçanın kendine has bir farklılığı var desem yeridir hatta. Spiritbox geleneği, arka planda yoğun atmosferik öğelerle karamsar melodiler sevişirken, güçlü ve özgün vokalleriyle Courtney yine duyguyu en güzel haliyle geçiriyor dinleyiciye. Eğer iyice odaklanırsanız gitarların ağaç sesini bile içinizde hissedebiliyorsunuz. (Bkz: Drop F)

Bir albümün başarısı o albüm içindeki hit sayısıyla paralel gibi düşünürsek oldukça iyi bir puanlama yapılabilir diye düşünüyorum zira önce çıkan birden fazla şarkı mevcut Tsunami Sea’de.

Öyleyse başlayalım;

Kulakları ve yürekleri patlatarak giriş yapan ‘’Fata Morgana’’ sözleri itibariyle de karanlık bir iç döküm şaheseri adeta. Djent gitarların delik deşik ettiği yerleri Courtney’in naif vokalleri özenle sarıyor. ‘’Keep Sweet’’ vurucu nakaratı ile dile en uyumlu mırıldanma şarkım oldu. Elbette albümün şu ana dek en çok streamini alan ‘’Soft Spine’’ yırtıcılığıyla muhtemelen festivallerde moshpit tayfanın en beklediği şarkı olacaktır. Öfkeli anlarınızda bir doz alabilir ve rahatlayabilirsiniz özellikle bugünlerde.

‘’A Haven With Two Faces’’ duygusal ve lirik açıdan oldukça zengin bir şarkı keza ’’Perfect Soul’’ modern metalin aranje anlamında en pop tadımını bize sunuyor. ‘’No Loss, No Love’’ sivri bir dille başka bir isyan daha tetikliyor. Albümde son sıralara doğru ilerledikçe sound biraz yumuşuyor gibi oluyor ve progresif etkiden alternatif metale bir dönüşüm gerçekleşiyor. ‘’Crystal Rose’’ bu anlamda metalheadlerin muhtemelen eksi yazdığı bir parça fakat en sert albümlerde dahi bu tür yeşillikleri ben seviyorum şahsen. Son olarak ‘’Deep End’’ ile füzeyle giriş yaptıkları albümden yumuşak akustik tınılarla fade out şeklinde çıkıyoruz.

Djent, progressive, metalcore, modern metal… Shoegaze etkileri bile var albümde. Spiritbox’ın da muhtemelen yaptığı gibi türleştirmektense keyif almaya ve ne hissettiğimize odaklanırsak 2025’in en iddialı metal albümlerinden biri şu an yayında. Modern dünyanın geldiği noktada metalin ‘’pop’’unu bize afiyetle yedirdikleri için kendilerine teşekkür ediyorum.

Dipnot:
Grubun nispeten yeni bascısı As I Lay Dying’den de tanıdığımız Josh Gilbert’in albüme katkısı sanıyorum şu anlık sadece turne anlamında performansa dayalı. Albümün bas gitarlarını da gitarist Mike Stringer yazmış diye öğrendim. Josh’un gruptaki geleceğini bilmemekle beraber kendisinin kişisel bir hayranı olarak, müthiş vokali ve şarkı yazımı anlamında gruba önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum.