TAURWEN Röportajı

Kapak / Müzik / Röportaj | 0 Yorum

TAURWEN, İstanbul’lu tek kişilik bir Dark folk, dungeon synth ve Pagan öğelerini başarılı bir şekilde harmanlayan bir müzik projesi. Yeni albümü “Palingenesia” 21 Mart Cuma günü yayınlanıyor, biz de albüm çıkışından önce merak edilenleri sorduk.

  1. Merhaba Oğuzhan, öncelikle tanımayanlar için biraz senden bahsedelim. Oğuzhan Durukan kimdir? TAURWEN projesi nasıl doğdu? Bu yolculuğa başlamaya seni ne motive etti?

    Merhaba Güven, ben İstanbul’da yaşayan, karanlık sanata kendini adamış ve bu dünyadan ilham alan birisiyim. TAURWEN projesi, 2020 yılında kendimi profesyonel olarak hazır hissettiğim ve doğru zamanın geldiğine inandığım bir anda doğdu. Bu yolculuğa başlamamda en büyük etken, dinlediğim müzik türünden aldığım ilham oldu. Bunun yanı sıra, yazarlar, ressamlar ve tarih gibi konular da her zaman ilgimi çekti ve bu ilgi, müziğimdeki karanlık atmosferi besleyerek benimle birlikte bu yolculukta yer alıyor.
  1. TAURWEN ismi nereden geliyor? Bu ismi seçmenizin özel bir anlamı var mı?

    Elbette. TAURWEN ismi, J.R.R. Tolkien’in yarattığı muazzam evrenden ilham alıyor ve Quenya dilinden geliyor. Quenya, Orta Dünya evreninde Elflerin kullandığı eski ve edebi bir dil olarak bilinir. “Taur” kelimesi orman anlamına gelirken, “wen” saflık durumunda daha çok kız, bakire, bakir, el değmemiş gibi anlamlara geliyor. Bu iki kelimeyi birleştirerek kendime özel bir isim oluşturdum. Sonucunda, “El değmemiş orman” ya da “Bakir Orman” gibi anlamlar ortaya çıkıyor.
  1. Tek başına üretmek, kayıt almak ve düzenleme yapmak nasıl bir süreç? En büyük avantajları ve zorlukları neler?

    İnanın bana, belirli bir plan ve düzenle ilerlediğinizde bu sürecin avantajları zorluklarından çok daha fazla. Geçmişten beri ne yapmak istediğimi biliyordum ve müziğin daha çok kendime yararı olacak yönlerinde kendimi geliştirdim. Bu süreçte ilerlerken bir baktım ki tam istediğim kıvama ulaşmışım. Şimdi istediğim her şeyi kendim üretebiliyor ve tasarlayabiliyorum. Bu da bana müziğimde tam özgürlük sağlıyor.
  1. Daha önce hiç grup formatında çalışma fikri aklından geçti mi, yoksa solo proje senin için her zaman bir öncelik miydi? Bunun sormamın nedeni ileride konser verme gibi bir planın var mı?

    TAURWEN projesi için aklımdan hiç grup formatında çalışmak geçmedi. Genel olarak bakıldığında, bu türde üretenler genelde tek kişilik projeler olarak yoluna devam eder. Ayrıca, grup olarak çalıştığınızda süreç, tamamen sizin istediğiniz şekilde ilerlemekten ziyade ortak kararlarla şekilleniyor ve bu da daha uzun bir zaman alıyor. Ben her şeyi kendim düşünüp, hayal edip bunu hayata geçirebiliyorsam, neden grup olarak çalışayım ki? Bu yüzden solo proje benim için kesinlikle bir öncelik.

    Konser konusuna gelirsek, üç sene önce Kadıköy’de bir konser vermiştim ve oldukça başarılı geçmişti. Canlı performanslara sıcak bakıyorum. Lakin ülkemizdeki organizasyonlar böyle bir yerli gruba çok sıcak bakmıyor sanırım. Ben veya başka bir underground sanatçılara da yer verilmeli. Eğer sahne performansını daha da zenginleştirmem gerekirse, sadece canlı performanslarda bana eşlik edecek müzisyenlerle çalışmayı düşünebilirim. Şu an belirli bir tarih için kesinleşmiş bir konser planım yok ama bu konuda görüştüğüm birkaç kişi var. Yani bu sene TAURWEN konserine tanık olabilirsiniz.

    Lakin, ülkemizdeki organizasyonlar böyle bir yerli projeye çok sıcak bakmıyor. Sadece benim için değil, diğer underground sanatçılar için de aynı durum geçerli. Oysa ki bizler, yürekten gelen şeyleri üretiyoruz ve canlı etkinliklerde ortaya koyacağımız performans, çoğu şeyden daha samimi olacaktır. Bu yüzden, underground sanatçılara daha fazla yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
  1. TAURWEN’in müzikal tarzını nasıl tanımlarsınız? Bir röportajında müziğinin Black Metal’den evrildiğiniz okumuştum. Bu konu hakkında neler söylemek istersin? Dark folk ve dungeon synth yaptığın müziği tamamıyla tanımlıyor mu?

    Dark folk ve dungeon synth benim temel türlerimden bazıları, evet, ancak bununla beraber müziğimde neoclassical, neofolk ve pagan folk etkileri de güçlü bir şekilde hissediliyor. Şöyle söyleyebilirim ki, ilk üç albümümde bariz bir şekilde neoclassical dungeon synth ve dark folk öne çıkıyor. Sonrasında ise bu türlere pagan folk’u da ekleyerek kendime has bir sound yakalamayı başardım.

    Tüm bu türleri göz önünde bulundurduğumuzda, yıllardır bir black metal dinleyicisi ve ilgilisi olarak aslında bu türleri birbirinden ayrı görmüyorum. Hepsi birbirini tamamlıyor ve aynı ruhu paylaşıyor diyebilirim. Özellikle dungeon synth, black metalin ruhundan yoğun bir şekilde ilham alıyor. Bu yüzden yaptığım müziği tanımlarken dark folk ve dungeon synth yeterli gibi görünse de aslında arka planda çok daha geniş bir müzikal yelpazeyi barındırıyor. Son iki albümümde ise pagan folk ve dark folk yoğun şekilde baskın, lakin temeli koruyarak ilerlemeye devam ediyorum.
  1. TAURWEN’in müziğini oluştururken hangi gruplardan, sanatçılardan veya kültürel öğelerden ilham alıyorsunuz?

Birçok grup ve sanatçıdan ilham alıyorum. İlk aklıma gelenlerden bazıları Burzum, Dead Can Dance, Mortiis’in ilk dönemleri, Jim Kirkwood, Depressive Silence ve Secret Stairways. Bunun dışında klasik müzik, black metal, dark folk hatta Aphex Twin ve Vangelis gibi elektronik müzik sanatçıları bile ilham kaynaklarım arasında yer alıyor.

Geçtiğimiz günlerde “Taurwen’s Essentials” adında bir Spotify çalma listesi oluşturdum. Bu liste, müziğimi şekillendiren ilham kaynaklarını daha iyi anlamanız için güzel bir başlangıç noktası olabilir. Tabii ki Spotify’da müzikleri mevcut olanları ekleyebildim, ancak yine de bu liste, bu soruya daha detaylı bir cevap niteliğinde. Spotify’da Taurwen sayfasına girerek bu çalma listesine ulaşabilirsiniz.

Kültürel öğelere gelirsek, doğa ve pagan kültür benim ilham dünyamın temel taşlarını oluşturuyor. Ormanın derinliklerinde esen rüzgarın uğultusu, gökyüzünü aydınlatan yıldırımların ihtişamı ve toprağın sessiz bilgeligi, müziğimin karanlık dokusunu şekillendiriyor. Pagan kültürün mistik ritüelleri, doğanın gücüyle iç içe geçmiş inanışları ve ruhsal derinlikleri, notalarımda yankı buluyor.

Bunun yanında mitoloji ve Orta Çağ tarihine büyük bir hayranlık duyuyorum. Eski çağların efsaneleri, tanrıların ölümlülerle olan mücadeleleri ve büyüleyici destanları müziğime ilham veren hikayeler arasında. Aynı zamanda Orta Çağ’ın karanlık atmosferi, mistik figürleri ve zamanın ötesinden fısıldayan hikayeleri, bestelerimin derinlerinde dolaşıyor.

Edebiyat da benim için vazgeçilmez bir ilham kaynağı. Özellikle Rus edebiyatının karanlık ve derin ruhunu müziğimde hissettirmekten büyük bir haz duyuyorum. Ayrıca Gotik edebiyatın melankolik dünyası, sembolizmin yoğun imgeleri ve varoluşçu felsefenin sorgulayıcı tavrı, müziğimin atmosferini daha da zenginleştiriyor

  1. Yeni albümün “Palingenesia” adını taşıyor. Bu ismi seçme sürecinden bahsedebilir misin?

“Palingenesia” kelimesi, köken olarak Yunanca “palin” (yeniden) ve “genesia” (doğuş, yaratılış) kelimelerinden gelir. Anlamı ise “yeniden doğuş” veya “ruhsal yenilenme”dir.

Albüm, ruhun yeniden doğuşunu, yeniden canlanmayı ve varoluşun döngüsünü anlatmaya yönelik. Burada aslında yaşamın kutsallığını hatırlatmak ve dinleyiciyi hem geçmişe kök salmaya hem de geleceğe tohumlar ekmeye davet etmek istiyorum. “Palingenesia” ile doğanın bu sürekli yenilenmesine ve döngüsüne olan saygı zorunluluğumuzu vurguluyorum.

  1. Albüm kayıt süreciniz nasıl geçti? En unutulmaz anlar nelerdi?

Yavaş ve doğru adımlarla ilerlediğim bir süreçti. Her zamanki gibi ne yapacağımı kafamda tasarlamıştım, geriye sadece bunu hayata geçirmek kaldı. İnce detaylara büyük bir özen göstererek çalıştım ve istediğim şekilde kayıtları tamamladım. Bu albümde, önceki çalışmalarımın aksine daha geniş bir enstrüman yelpazesi kullandım, bu da süreci daha da heyecan verici hale getirdi.

Kayıt süreci kendi stüdyomda tam anlamıyla istediğim gibi gelişti. Kendi dünyamda kaybolarak, müziği ruhumdan çıkarıp somut bir forma dönüştürdüm.

Sanırım en unutulmaz anlardan biri, gecenin bir vakti uykumdan uyanıp rüyamda duyduğum bir melodiyi taslak olarak kaydetmem ve sonrasında onu doğru şekilde hayata geçirmemdi. İlhamın bu kadar saf ve doğrudan gelmesi, müziğe olan bağlılığımı bir kez daha hissettirdi.

  1. Albümün temasından biraz bahseder misin? Şarkı sözlerinde genel olarak nelerden bahsediliyor?

Her parça, doğanın sert gerçekleriyle kutsal olanın buluştuğu bir dünyayı canlandırıyor. Buz gibi rüzgarların, karlı dağların ve büyülü ormanların içinde tarihin ruhlarına dokunan bir hikaye anlatılıyor. Doğanın ihtişamı ve acımasızlığı, müziğin karanlık dokusunda hayat buluyor diyebilirim.

“Palingenesia”, yalnızca bir müzik albümü değil; aynı zamanda bir farkındalık çağrısı olduğunu düşünüyorum. Doğayla uyum içinde yaşama, geçmişin bilgeliğini kucaklama ve geleceği inşa etme üzerine bir manifesto niteliğinde. 

Şarkı sözleri aslında bulunmuyor. Bu albümde özellikle kadın vokallerde scatting tekniğini kullandım. Scatting, anlamlı kelimeler yerine anlamsız hecelerle doğaçlama yaparak melodi oluşturulan bir vokal tekniğidir. Aynı yaklaşım gırtlak vokal tekniği için de geçerli. Sözlerin olmadığı bu vokal tarzıyla, müziği kelimelerin sınırlarından kurtararak daha özgür ve mistik bir atmosfer yaratmayı hedefledim. Böylece dinleyicinin kendi hayal dünyasında anlamlandırabileceği bir yolculuk sunuyorum.

  1. Albümün kayıt süreci 2023-2024 yıllarını kapsıyor, tüm söz, müzik ve enstrümanlar ve seslerin senin elinden çıktığı görünüyor. Peki albümde başka kimlerle çalıştın? Mesela vokal olarak 6. parçada Weljar grubundan “Katarzyna Morra Karoń” konuk sanatçı olarak yer almış. 

Evet, Katarzyna bu teklifimi hiç tereddüt etmeden kabul etti ve albümün altıncı parçasında büyük bir istekle eşlik etti. Kendisi son derece yetenekli bir müzisyen ve Weljar grubundaki diğer üyeler de aynı şekilde yetenekli sanatçılar. Onun vokalleri, parçaya derinlik ve büyülü bir atmosfer kattı.

Bunun dışında albümdeki her şey tamamen bana ait.

  1. Albümde diğer albümlerinden farklı olarak denediğin yeni bir yaklaşım ya da teknik oldu mu?

2023 senesinde yayınladığım “Omnia Mutantur, Nihil Interit” aslında bu albümün geleceğinin habercisiydi. Enstrüman kullanımı ve teknikler açısından birbirlerine oldukça yakınlar. Ancak önceki albümlerime kıyasla çok farklı bir yaklaşım benimsediğim bariz şekilde hissediliyor. Özellikle vokallerde ve enstrümanların kullanımında daha önce denemediğim teknikler uyguladım. Bu yüzden “Palingenesia”, yeni bir Taurwen döneminin başlangıcı olarak görülebilir.

Benim için müzik, sürekli evrilen ve değişen bir yolculuk. Yeni sesler keşfetmeyi ve farklı teknikleri öğrenmeyi seviyorum. Her zaman içimden geleni ve hoşuma gideni uygulamayı tercih ediyorum. Bu yüzden gelecekte daha farklı enstrümanlar ve tekniklerle de karşılaşmanız mümkün.

  1. Albüm kapağı ve görsel tasarım sürecinde nasıl bir rol oynadı? Görseller temayla nasıl bir bağ kuruyor?

Tüm görseller Thanh Luu’ya ait. Bu kareleri gördüğümde, albümün ruhunu mükemmel bir şekilde yansıttığını fark ettim ve tereddüt etmeden kullanmaya karar verdim. Görsellerdeki hayvan sembolizmi, albümün temasını güçlendiren önemli bir unsur. Pagan ve diğer kadim kültürlerde hayvanlar, doğanın kutsallığını ve yaşamın döngüsünü temsil eden güçlü semboller olarak kabul edilir.

Bu kültürlerde hayvanlar, hem fiziksel hem de ruhsal dünyalar arasında köprü görevi görür ve genellikle rehber, koruyucu ya da totem olarak kabul edilirler. Bu yüzden görsellerin albümün ruhunu ve konseptini en iyi şekilde tamamladığını düşünüyorum.

  1. Geçtiğimiz günlerde bizimde duyurduğumuz “Stricken” klibi yayınlandı. Klip çekimi nasıl gerçekleşti? Kimlerle çalıştınız?

Aslında klip için özel bir çekim yapılmadı. Ülkemizde böyle bir klip için ciddi bütçeler ayırmak gerektiği için farklı bir yöntem izledim. Klip, bir stüdyonun satın alınabilir ve tamamen telifsiz videolarından oluşuyor. Bu videoları seçip, müziğimle uyumlu olacak şekilde düzenleyerek klibi oluşturdum.

Klipte yer alan karakter, mitolojik bir figürü canlandırıyor. Şarkının atmosferiyle mükemmel bir uyum yakalayacağını düşündüğüm için bu görselleri tercih ettim. Edit sürecini de kendim üstlenerek ortaya bu görüntüleri çıkardım. Hatta albümdeki başka bir şarkı için de aynı stüdyodan benzer bir klip hazırlamayı planlıyorum.

  1. Yayınlanan şarkı için geri dönüşler nasıl oldu? Takip ettiğim kadarıyla oldukça güzel geri dönüş ver yorumlar yapıldı.

Gerek yurt dışından gerek yurt içinden çok güzel yorumlar aldım. Hatta sevgili Hayko Cepkin de bu yorumlar arasında yer aldı. Böyle şeyler yaşandığında gerçekten çok mutlu oluyorum. Güzel dileklerini ileten herkese minnettarım; elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.

Şimdi ise asıl heyecanı albüm yayınlandığında yaşayacağım. O zaman nasıl geri dönüşler alacağımı gerçekten merak ediyorum ve büyük bir heyecanla bekliyorum.

  1. “Palingenesia” albümü Taurwen’in 5. albümü olarak yayınlanacak. Aslında grubun geçmişi olarak çok uzun bir zamana sığmış değil bu albüm. İlk albümün “A Wind Blows From The Mountain Of Death” 2020 yılında yayınlanmış, yani 5 yılda 5 albüm + 1  EP oldukça iyi bir başarı. İlk albümün ile bu albümü karşılaştırıldığında ne gibi değişimler oldu? 

EP ile birlikte bu, Taurwen’in beşinci sürümü olacak. 2024’e kadar her yıla bir albüm sığdırmayı başardım. Ancak bu yıl tamamen “Palingenesia” üzerinde yoğunlaştığım için ilk kez bir yıl ara vermiş oldum. Bu aranın kesinlikle değeceğine inanıyorum.

İlk albümümden bu yana bahsettiğim gibi, tür ve enstrüman açısından büyük değişiklikler yaşandı. Türler daha doğru bir şekilde harmanlanırken, enstrüman kullanımı ise daha profesyonel ve zengin bir hale geldi. Her adımda müzikal anlamda kendimi daha da geliştirdiğimi hissediyorum.

  1. Şimdiye kadar yayınladığın albümler arasında senin için en özel olanı hangisiydi?

Şimdiye kadar böyle bir soru almamıştım, düşününce gerçekten zorlayıcı oldu haha. Klişe olacak ama hepsinin ayrı yeri var. Yine de sanırım ilk albümümün yeri başka, çünkü o saflığı ve her şeyin başlangıcı olma hissiyatını taşıyor. İlklerin her zaman bir büyüsü ve şansı olduğuna inanırım. O albümde, yıllarca içimde birikmiş melodileri dışarı salmıştım ve hala ilk günkü gibi güzel hissettiriyor.

Tabii ki bu sene çıkacak olan “Palingenesia” da çok özel hissettiriyor. Olgunluk dönemi diyebileceğim bu albümle hem müzikal hem de duygusal anlamda farklı bir seviyeye geçtim. Her albüm bir yolculuk ve bu son yolculuğumun etkisi gerçekten derin.

  1. TAURWEN’in dinleyicilerinden aldığın en unutulmaz geri bildirim neydi?

 Çok garip bir geri dönüş almadım aslında. Olumlu yorumlar oldukça fazlaydı ama en unutulmazı, black metal dünyasının en büyük isimlerinden Mayhem’in bir üyesinin projem hakkında olumlu bir yorum yapmasıydı. Özel bir konuşma olduğu için detaylarını paylaşmamıştım ve hâlâ gizliliğini ve büyüsünü korumasını tercih ediyorum haha.

  1. Türkiye’de dark folk ve pagan folk türlerinin dinleyici kitlesini nasıl görüyorsun? Bu türlerin geleceği hakkında ne düşünüyorsun?

Aslında Türkiye’de dark folk, pagan folk türlerininin yanında black metal’in de güzel bir dinleyici kitlesi var. Toplum olarak melankolik ve duygusal öğeleri dinlemeyi seviyoruz, hatta karanlık sanata olan bu ilgimiz her zaman dikkatimi çekmiştir. Bir yandan bu durum beni şaşırtıyor, diğer yandan da hoşuma gidiyor. Ancak üretim açısından baktığımızda bu türlerde çok fazla proje göremiyoruz. Bunun sebebinin, bu tarz underground projelerin genelde yerli olması nedeniyle yeterince ilgi görmemesi olduğunu düşünüyorum, bu gerçekten üzücü. Oysa tam tersi şekilde, yerli sanatçılara daha fazla destek vermeleri gerekirdi.

  1. “PALINGENESIA” albümünden sonra TAURWEN için gelecek planlarınız nelerdir? Yeni projeler üzerinde çalışıyor musunuz?

Palingenesia’dan sonra bir sonraki albümün ne zaman olacağını şimdilik planlamadım. Ancak Taurwen dışında ileride kesinlikle yan bir projemin de olacağını düşünüyorum. Black Metal ve başka türlerde birçok demom mevcut. Şu an sadece doğru zamanı bekliyorum.

  1. Film ve dizi müzikleri hakkında neler düşünüyorsun? Böyle bir teklif gelse değerlendirir misin? Mesela Wardruna’yı Vikings dizisi sayesinde tanıdı çoğu dinleyici. 

Kesinlikle değerlendiririm. Bu benim yıllardır sıcak baktığım bir durum. Burada asıl önemli olan, yaptığım müziğin konseptine uygun bir film ya da diziyle eşleşmesi. Hatta oyun müzikleri bile olabilir. Geçmişte böyle bir fırsat gündeme gelmişti, ancak sonuca varamamıştık. Yine de böyle bir duruma sıcak baktığım için ileride gerçekleşeceğine inanıyorum.

  1. Geriye dönüp baktığında TAURWEN’in gelişim sürecinde değiştirmek veya farklı yapmak istediğiniz şeyler var mı?

Hayır, değiştirmek istediğim bir şey yok. Zaten her albümümde o an ne hissediyorsam ve ne planladıysam onu yaptım. Bundan sonrası için de aynı şekilde devam edecek.

  1. KPK Mag adına sorularımı cevapladığın için çok teşekkür ediyorum. Albümün yayınlanmasını dört gözle bekliyorum. Son olarak, TAURWEN’in dinleyicilerine ve sizi takip edenlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Rica ederim, ben teşekkür ederim gerçekten keyifli bir sohbetti. Tüm Taurwen takipçilerine, bana inandıkları ve desteklerini esirgemedikleri için sonsuz teşekkürler. Sizlerin desteği benim için gerçekten çok değerli. Umarım son albümümü beğenirsiniz. Kendinize iyi bakın ve müziğin büyüsünü yaşamaya devam edin.